Peki nerelerdeydim, neden blog yazmıyordum?
Instagram'dan takip edenleriniz sebebini biliyordur muhtemelen. (Eğer siz de takip etmek isterseniz şuraya iliştireyim.) 18 Eylül gibi üniversitede derslerim biraz hızlı başladı. Biraz da temele dayanan dersler olmadığı için başında biraz kafa patlatmam gerekti. Çok fazla vaktimi aldığı için kendime bile vakit ayıramıyordum. 10 Ekim gibi de Almanca kursum başladı. Bütün bunlarla birlikte İkinci Üniversitenin de dersleri eklendi. Uyumaya zor vakit buluyordum. Blog yazmam haliyle olanaksızdı. Ancak asıl sebep tabii ki V İ Z E L E R! Vizeler biraz sert çarptı. Onlara çalışmaktan buralara uğrayamaz oldum, üzücü...
Genel bir cevap verdim ancak biraz daha uzatmak istiyorum. Çünkü neden olmasın?
Blog yazmayı inanılmaz özledim bu arada. Kendimi ifade etmeyi, düşüncelerimi yazıya(elektronik bir ortama) dökmeyi seviyorum ve bana iyi geldiğini düşünüyorum. Her ne kadar blogumda düşünce yazılarına pek yer vermesem de anladığımı, bildiğimi veya öğrendiğimi buralara bir yerlere, birilerinin hayatına, kendime bırakmak hoşuma gidiyor.
Ha aklıma gelmişken düşünce yazıları okumayı sever misiniz? Hiç bu konuda hazırlık yapmadım ama birbirimizi tanımak adına -genelde bloggerlar tarafından okunduğumu varsayarak birbirimiz diyorum- güzel bir içerik aslında. Yazmamı isterseniz belki birkaç bir şey karalayabilirim.
Daha bugün vizelerim bittiği için kendimi blog yazmaya, kitap dergi okumaya ve dizi izlemeye vermeyi düşünüyorum. Anlayacağınız bugün epey dinleneceğim.
Tabi insanın vize haftası ilham perileri yanında oluyor. Aklıma tonla blog için içerik fikri geldi. Onları da bir bir oluşturmak istiyorum. Umarım beğenerek okuyacağınız yazılar olur.
Yeni ve güzel yazılarla görüşmek üzere!