-->

Ömer Salİh Gül

I am Writer

BİR MÜHENDİS ÖYKÜSÜ

Merhaba ben Ömer. Ben 1998 doğumluyum. Çocukluğuma dair tek hatırladığım şey çok mutlu olduğum günlerdi. Yani şöyle açıklayacak olursam eğer ben aile arasındaki ilişkileri çok severim, çocukluk dönemimde ise bu daha fazlaydı. Amcamlar, teyzemler felan pikniğe giderdik. Parkta o kadar çok eğlenirdim ki size anlatamam. Şimdi zamane çocuklarına bakacak olursak eline telefon veya tablet verince mutlu olabiliyorlar. Yav ben oyuncağım yok diye kumandadan otobus eski tuşlu telefonlardan taksi yapan birisiydim. Bizim çocukluğumuz bu kadar güzel geçmişken onlar nasıl böyle güzel günlerini yaşayamıyor diye kendi içimde sorguluyorum. Çocukluğuma ait güzel anılardan biriside sokak çocukluğu ve arkadaşlığıydı. Hiç unutmam o uçurtma uçurduğumuz günleri. Abim uçurup uçurtmanın ipini bana verdiğinde o kadar heyecanlanırdım ki sizlere anlatamam. Ben ailemden uzakta yaşamaya lisede başladım. Bir şeyler başarıp iyi yerlere gelmeyi istiyordum. Lisede bir sürü güzel işler yaptığıma inanıyorum. Ve şimdi Kırklareli’de Mühendislik okuyorum.

  • Kağıthane/İstanbul
  • 0541456xxxx
  • omersalihgul@gmail.com
  • https://omersalihgul.wordpress.com/
Me

Profesyonel Becerilerim

Kişisel ilgi alanlarımda kendimi geliştirmek için yaptığım istatistikler aşağıdadır.

Web Tasarımı 60%
Web Geliştirme 70%
Autocad 70%
Wordpress 60%
C++ 50%
Matlab 60%

Fotoğrafçılık

Fotoğraf çekmek her şeyden önce bir sanattır çünkü görülen bileşenlerin sanatsal olarak kalıcı birer objeye dönüşmesini sağlar. Bende bu alanda kurs alarak kendimi geliştirdim.

Şiir

Duygu, çağrışım ve izlenimlerin dizeler halinde dile getirildiği söz sanatıdır şiir. Tanımı üzerine konuşacak olursam tüm duygularımı sanatsal bir şekilde kağıda dökebildiğim şey.

Web Tasarım

Web grafik tasarımı, grafik tasarım alanı ile yakın ilişkili bir konu olarak ele alınabilir ama kendi içerisinde ayrı bir dal olarak çok geniş bir alanı işgal etmektedir.

Bir Şeyler Yazmak

Düz yazı üzerine yazılan hikayeler, romanlar..

Film

Kısa videolar çekerek onları bir film haline dönüştürmek. Emeğinizin karşılığını görmek çok güzel.

Sosyal Medya

Sosyal Medyada ki gelişmelerden haberdar olmak için ilgi alanlarıma sosyal medyayı da ekleyeyim. :)

0
Web Tasarım
0
Web Sayfası
0
facebook like
0
aktif projeler
  • KPSS 2020 Denemeler Karışık PDF



    KPSS 2020 Denemeler Karışık PDF Link


    TELİF HAKKI :Dokümanlarımızı dosya paylaşım sitelerinden almaktayız. Herhangi bir telif hakkı bulunulması durumunda sitemiz hiçbir sorumluluk kabul etmez. Telif Hakkı bulunulması durumunda bizimle iletişime geçildiği taktirde içerik 3 iş günü içerisinde sitemizden kalıcı olarak silinir



    ARKADAŞLAR  PDF PAYLAŞIMLARINDAN HABERDAR OLMAK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLUN



  • Doping Hafıza 2020

    Videoları

    Doping Hafıza 2020 Yandex

    TELİF HAKKI :Dokümanlarımızı dosya paylaşım sitelerinden almaktayız. Herhangi bir telif hakkı bulunulması durumunda sitemiz hiçbir sorumluluk kabul etmez. Telif Hakkı bulunulması durumunda bizimle iletişime geçildiği taktirde içerik 3 iş günü içerisinde sitemizden kalıcı olarak silinir



    ARKADAŞLAR  PDF PAYLAŞIMLARINDAN HABERDAR OLMAK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLUN




  • Tonguç Kampüs Paragrafik PDF

    PDF


    Tonguç Kampüs Paragrafik PDF Yandex



    TELİF HAKKI :Dokümanlarımızı dosya paylaşım sitelerinden almaktayız. Herhangi bir telif hakkı bulunulması durumunda sitemiz hiçbir sorumluluk kabul etmez. Telif Hakkı bulunulması durumunda bizimle iletişime geçildiği taktirde içerik 3 iş günü içerisinde sitemizden kalıcı olarak silinir



    ARKADAŞLAR  PDF PAYLAŞIMLARINDAN HABERDAR OLMAK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLUN



  • Tonguç TYT Sosyal Bilimler Hızlı Tekrar PDF

    PDF

    Tonguç TYT Sosyal Bilimler Hızlı Tekrar PDF Yandex


    TELİF HAKKI :Dokümanlarımızı dosya paylaşım sitelerinden almaktayız. Herhangi bir telif hakkı bulunulması durumunda sitemiz hiçbir sorumluluk kabul etmez. Telif Hakkı bulunulması durumunda bizimle iletişime geçildiği taktirde içerik 3 iş günü içerisinde sitemizden kalıcı olarak silinir



    ARKADAŞLAR  PDF PAYLAŞIMLARINDAN HABERDAR OLMAK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLUN



  • Tonguç TYT FKB Hızlı Tekrar PDF

    PDF



    Tonguç TYT FKB Hızlı Tekrar PDF Yandex


    TELİF HAKKI :Dokümanlarımızı dosya paylaşım sitelerinden almaktayız. Herhangi bir telif hakkı bulunulması durumunda sitemiz hiçbir sorumluluk kabul etmez. Telif Hakkı bulunulması durumunda bizimle iletişime geçildiği taktirde içerik 3 iş günü içerisinde sitemizden kalıcı olarak silinir



    ARKADAŞLAR  PDF PAYLAŞIMLARINDAN HABERDAR OLMAK İÇİN YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLUN



  • Süslü heveslerin öldürdüğü atlar ve sancılı yıllar

    "At nemize? diyeceksiniz; 
    At-mat değil ki söz konusu ettiğim, 
    çağ şimdilerinde; İnsanoğlu basbayağ."
    - Metin Eloğlu, A (Edip Cansever'e)

    "Çırpını çırpını giden atlardan indik 
    Girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına."
    - İsmet Özel, Naat

    Toplumun değişen, dönüşen ve her ne kadar geride bırakıldığı zannedilse de zaman zaman önüne çıkan meselelerine değinen romanlar her zaman ilgi çekmiştir. Kentleşme, aile kurumunun bozuluşu, maddiyatın insan ilişkilerinde en önemli konuma yükselişi, dilin esnekliğini kaybedişi, teknolojinin hakimiyeti, doğanın harap olması gibi türlü mevzular geçmişte de şimdi de her yaştan okuyucuyu etkilemiştir. Okuyucu, romanını seçerken bunları göz önünde bulundurduğu gibi kimi zaman da koleksiyon arzusuyla yaklaşabilir kitaplara. Mesela ben At Sancısı'nı adı sebebiyle aldım. Kapakta 2019 Everest İlk Roman Ödülü yazmasına pek takılmadım. İsminde at geçen bütün kitapları biriktirmiyorum elbette ama Per Petterson'ın At Çalmaya Gidiyoruz'u ve Abbas Sayar'ın Yılkı Atı gibi okurken güzel zaman geçireceğimi sezmiştim. Sezgimde haklı çıkarken Jorge Luis Borges'in o nefis cümlesini de anmak isterim: Başkaları yazdıkları sayfalarla övünebilirler;/ ben okuduklarımla gurur duyuyorum.

    Hiç abartısız, harikulade bir dil işçiliği var romanda. En önce bunu söylemeliyim. Kitaba başlarken kadar yazarın kaç yaşında olduğuyla ve daha önce neler yazdığıyla hiç ilgilenmemiştim ancak bu dil işçiliği bazı meraklar uyandırdı elbette. Elvan Kaya Aksarı'1990 doğumlu olduğunu öğrenince şaşırdım, sonra da şaşırdığım için utandım. Çünkü yazar gayet titiz davranmıştı ve ciddi bir mesai harcadığı da ortadaydı. Okuyucunun kelime haznesiyle dalga geçmemiş, atlara dair hakimiyetini belli ederken dahi mütevazı davranmış, kurgusunu diziye-filme de uysun diye görsel detaylara boğmamıştı. Daha ne olsundu? Zorunlu inzivaya maruz kalıp adeta ev sancısı yaşadığımız bu dönemde At Sancısı, insanı bir gün de olsa gündemin kaosundan ve telaşından uzaklaştıran güzellikte bir roman.

    Demokrat Parti iktidarının koyduğu en yüksek hedeflerden biri, halkı motorlu taşıtların konforuyla tanıştırmaktır. Kararı alanlarla kararı uygulatacak olanlar arasında fikir birliği vardır fakat bu karara maruz kalacak olanlar, yani geçimini atlı taşımacılıkla sürdürenler tarafında iş nasıl olurunu bulacaktır? At menkıbeleriyle büyüyen ve atları çok önemseyen, kanaat esasına göre yaşayıp oğlununun huzurlu bir yuva kurmasından başka derdi olmayan Süleyman var karakterler arasında. Turşu Baba, atçı tayfasının soluk almak için hem muhabbetine hem de fikirlerine başvurduğu tek kişilik ihtiyar heyeti. Barış Bey; devletin yetiştirdiği, İstanbul'u at arabalarından kurtaracak olan yüce(!) fikri ilan edecek ve en hızlı biçimde uygulayacak olan bir memur. Hanımı Birçe, ne kadar batıyı takip etse de bir ayağı kendi topraklarında. Barış'ın yaveri Yakup, müneccimliğe meraklı, zayiçelerle meşgul olmayı seviyor, yerde bulamadığını gökte arıyor yani. Kahveci Köse var, o zamanların lezzetli kahvehane sohbetlerine onun mekânı sayesinde tanıklık ediyoruz romanı okurken. İki sağlam dost, Fenerbahçeli Nedim ve Nazım var sonra. Aralarında geçen çok hoş bir konu var, buraya almazsam rahat edemem. Biraz uzun olabilir ama inanın değecek, buyursunlar:

    " - Yahu Nedim, ayağına top değdiğini görmedim ama sendeki şu Fenerbahçe iptilası nedir be kardeşlik? Şahsî fikrim, Şark'ta her şeyin cem olmaktan geçmesine isnat ediyor bu durum. Camisi, cemiyeti, mecmuası, cemaati, say sayabildiğine her şey cem makamından. Koskoca memleket, işte bu kadar ahali, bir camiadan ibaret. Ama hayat öteki türlüsüne de izin vermiyor. Bunca adam yarın bir sobanın etrafında toplanacak. Her odasında kalorifer yansa böyle mi olur? Üşüyen adam ferdiyetçiliği neylesin, evvela kemikleri ısınmalı. Koyunlar bile üşüyünce birbirine sokulur. Alışmamışız fert olmaya. Herifçioğlu günahın affı için papazın karşısına çıkar bizde âminler bile müşterektir. Hangisi doğru kestirmek güç, gerçi kestirsen ne olacak, öteki türlüsüne de züppe denilmez mi bizde?"
    - Nazım ben senin gibi alengirli tantanalı konuşamam. Kelimeler ağzımda aşure olur, onun da kıvamı tutmaz. Ama insan dediğin seçer, seçmek ister. Seçerek var olur. Yapmanın müşkülü çok lakin seçmek öyle mi? Çay içerim, kahve aramam mesela. Sigara içerim de ot nedir bilmem. Bunlar hem rahatlatır beni hem de işte o 'camia' dediğin teşkilatta mensubiyetimi berkitir. Çayı seçmesem, tütünü bilmesem şuraya gelir miydim, oldu ki geldim, ne kadar gönül eğlendirebilirdim? Fenerbahçe de böyle. Semtin takımını tutacaksın ki, o semti sahipleneceksin. Sen semti sahiplenirsen semt de seni sahiplenir. Nasıl diyeyim bu tercihler sayesinde ben seni, yaşadığım semti, karımı, aşımı sahiplenebiliyorum. Fenerbahçesiz Kadıköy, herhangi bir köydür, lafını etmeye değmez. Yapmaya fırsatın yoksa da seçmeye de mi yok? Hem seçmek o kadar kötü olsa millet rey vermek için birbirini yer miydi? Cumhur seçmesin de cumhuriyet sele mi gitsin?"

    Romanın geçtiği tarih 1958. Yazarın bir röportajında gayet yerinde hatırlattığı gibi, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın günlüklerinde "Türkiye beni yedin!" yazdığı, çok sevdiğim şair Metin Eloğlu'nun bir şiirinde "Burası önce Türkiye, sonra Pompei’nin son günleri" dediği yıllar. Atların bir sancı olarak görüldüğü, karayollarının genişletildiği, motorlu araçların girmedik sokak bırakmayacağı yılların başı. 1947-48'de ise at vebası bahanesiyle Türkiye'deki atların neredeyse hepsinin öldürüldüğünü İsmet Özel defaatle hatırlatmış, "Eğer biz Türkiye olarak süvari birlikleri olan bir ordumuz olsaydı bugün dünyada parmakla gösterilen bir ülke olacaktık. İkinci Dünya Savaşı sırasında motorize birliklerinin yapamadıklarını süvari birlikleri yaptı ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya hiçbir zaman ciddi bir savaş görmedi" demiştir. Ne önemi var bunların diye düşünen biri roman okumamalı, şiir hiç okumamalı. İkisi de asgaride kalmak istemeyenler için yazılır çünkü. Nedeni sorgulamak, yaşamı detaylandırmak için. Derinde, dipte duranı keşfetmek için. 

    Elvan Kaya Aksarı'yı yürekten tebrik ediyorum. Dilimizin tüm lezzetiyle atlara dair gösterdiği hatırşinaslık için. Romandan Sümbül'ün sözleri hem o günleri hem de bu günleri ne güzel anlatıyor aslında: "Kehribara naylon karıştı, surun üflenmesi yakındır."

    Yağız Gönüler
  • YOUTUBE KANALIMI ZİYARET EDİN

    Youtube'da seslendirdiğim şiirleri paylaşıyorum. Youtube kanalıma da abone olursanız sevirim.

    Video Of Day

    ADRES

    Kağıthane/İstanbul

    EMAIL

    omersalihgul@gmail.com
    omersalihgul@hotmail.com