Benim anlamadığım bir şey vardı
Ben hiç sormadım
O da hiç anlatmamıştı
Şimdi söylemesem
Hatrı kalırdı şiirlerin
Kimsesizler mezarlığına
gömülecek bir kaç sözden başka
Geriye
ne bırakabiliriz ki
Tabi ki
Hiç bir şey
Ne kalabilirdi ki sonraya
Ya da
Ne olabilirdi ki
Bundan sonra
Açık denizlerin
büyük gemilerine yol göstersin artık
Martılar
Sahi
onu o İstanbullu çocuk söylemişti
hiç sevmiyorum
Başkalarının söylediği sözlerden
şiirler dizmeyi
Anladım ki
Bu yolun
hiç bir hacmi yok
Sıkıldım desin mesela
Martıların Albatros isimli kuşu
Ya da
Bence Çok makul desin
Benim dışımda kalan
En ötekileri
Sen
Ve ya
Bir başkası
Ne derse desin
Umurumda olan sözdür benim
Yürek örsünde döğülür çünkü söz
Ve aşk odunda pişer
Sevda olur
Kul olur
Köle olur
Acının renginde var
Tuz olup
Basılmak ister çünkü
En çok yanan yere
.....
......
Ben sıkılmazdım
.....
Bir nefes boşluğunda
Ya da İki arada
Ya da bir derede
Koşar adım
Kaçardım
Beni boş ver de
Sen nasıl o kadar sıkıldın ya
Düşündükçe
Aklım
yedi yerinden boşalıyor
Şimdi
Saçma sapan bir çok şey yazasım var
Yılın en uzun
Ve en saçma gecesine uysun her şey
Tarihe not düşülsün
Tarihin En uzun ayrılığı
En uzun gecede
Yazıldı denilsin mesela
Uzunca bir kara delikten süzülsün ay bu gece
Bulutlar yarılsın
Çatırdasın iki yerinden gövdem
İçimdeki boşluğa düşsün sevda kuşları
zira
Bildiğim her şeyi onlara söyledim ben
Erik ağaçlarının
Bensiz
Nasıl çiçek açacağını tarif ettim onlara
Ortancalara
Ve kasımpatılara da söyledim
En çok
nergisler üzüldü buna
Kocaman bir bahara adını veren
İlk yaz çiçekleri gibi
salına salına yürüsün renkler
Bütün
Kuşlardan
ve hatta çiçeklerden
Alacağım var benim
Onlara kim isim koyduysa
Hepsine
Bir bir
Ve baştan aşağıya kadar
Soracaklarım var