herkesin kıyameti kendinde
hayatın kıyısında kalanların bildiği şarkılar vardır
şiirler
bak burada mesela
her şey yarım
her şey yamalak
bir de çokça beklemelerin sıkıntısı
nasıl da ağırdır çokça beklemelerin sıkıntısı
pencere dibinde geçirilmiş dumanlı gecelere benziyor
bazen yaşamak
sokağın dili
zamanın izi yok üstelik
yok kıymeti bazen hiçbir kelimenin
kırıldı içimdeki ayna
içimdeki söz
kırıldı beni sonsuza süren iz
bütün odalarda her şey yerle yeksan
yokluğun en sıcak deminde
bütün odalar hep aynı sokağa çıkar
üstelik dinmedi içimdeki kuyunun sesi
dinmedi kuyunun zehri
yolların yıllara öğrettiği kadar her şey
çocukluk evlerinin serinliği yok
kimse aramasın
sabahlar pusuyu kuruyor geceden
zaman ve mekan yanılgıdır öğrenilmiyor kolayca
kolay öğrenilmeyen çabuk unutuluyor oysa
ardımda bıraktıklarım geçmiş olmuyor bir türlü
varamadığım bütün sokakların sağır acısı var içimde
kapılara dayanıyorum yüreğim çırpınırken
herkes kendi kıyametini taşır yanında
her gün kıyametim kopuyor benim.