En efsane dizi yorumuyla geldim bugün. O kadar dizi bağımlısıyım diye geçiniyorum, izlediğim her diziyi yorumluyorum ama Breaking Bad'siz dizi yorumu kategorisi o-la-maz. Olmamalı da.
Öncelikle belirtmeliyim ki bu diziyi tam 2 senede bitirdim. Uzun olduğundan veya sıkıcı olduğundan değil. Bitmesin diye. :) O yüzden elimden geldiğince spoiler vermemeye çalışacağım. Bu çok zor olacak.
Bu meşhur Breaking Bad dizisiyle ilgili basılmayan t-shirt, yapılmayan caps, hiçbir şey kalmadı. İlla ki sosyal medyada denk geliyorsunuzdur. Hal böyle olunca izlemediyseniz bile hemen ilginizi çekiyor. Mesela bunlardan birkaçı:
Bunlardan birine veya benzerine denk geldiyseniz "Ne anlama geliyor acaba?" diye düşünmüşsünüzdür. Bunlar bile bu muhteşem diziye başlama sebebi olabilir. Ayrıca diziyi bilenler bunlara epey gülmüştür.
Breaking Bad, 2008-2013 yılları arası televizyonda olan bir dram dizisi. 5 sezon 62 bölümden oluşuyor. İlk bölümü Pilot son bölümü ise Felina olarak isimlendirilmiş.
Pekala gelelim dizinin konusuna. Walter White normal, sıradan bir Amerikan vatandaşı. Yüksek kimya bilgisine sahip. Zamanında birkaç arkadaşıyla kimya alanında bir buluşa imza atmış ancak geri çekilmek durumunda kalmış. Çoğu arkadaşı en iyi üniversitelerde kimya profesörü iken kendisi de en az onlar kadar bilgisi olmasına rağmen lisede kimya öğretmeni. Hayat ona adil davranmamış bile diyebiliriz. Kendisi karıncayı dahi incitemeyecek, saf, ailesine inanılmaz düşkün bir adam kısacası. Ancak bir gün akciğer kanseri olduğunu öğrenir. Ölümüne çok az kalmıştır ancak ailesinin onsuz nasıl geçineceğini düşünmeye başlar. Çünkü maddi durumları kritik. Lisede öğretmenlik yaparken aynı zamanda oto-yıkamada da çalışıyor. En kısa zamanda nasıl hızlı para kazanırım diye düşünür ve BAM! Eski öğrencisi Jesse Pinkman ile görüşmeye karar verir. Jesse ise esrarkeş, gününü gün eden birisi. Onunla konuşur ve uyuşturucu üretme işine girerler. Tüm mevzu böyle başlar. İşler çok iyiye gider, planlandığı gibi. Kanseri ilerlemeyi durdurur. Hatta iş o raddeye gelir ki Walter kendisine bir isim takar: HEISENBERG! Onun ürettiği mavi kristaller Avrupa'nın gözdesi olmuştur. İnanılmaz paralar kazanır. Para hırsı onun gözünü karartır ve daha fazlasını ister ancak işler kötüye gitmeye başlar. Ailesi ondan kopmaya başlar, iş arkadaşları işi bırakmaya karar verir. Giderek yalnızlaşır. Kanseri geri nükseder ve tüm planlar tamamen değişir.
Yorumuma gelecek olursak ilk olarak şunu söylemeliyim ki 4. sezondan itibaren Breaking Bad favori dizilerim arasında büyük bir yükseliş gösterdi. 5. sezonsa tamamen birincilik tahtına oturdu benim için ve sanırım hep de öyle kalacak.
Dizinin 1. sezonundan 5. sezonuna bir grafik çizecek olursak kesinlikle doğrusal yükselen bir grafiği olduğunu göreceğiz. Yani demek istediğim dizi her sezonunda gittikçe açılıyor, daha keyifli bir hale geliyor. Haliyle bitişi de insanı sarsıyor.
Dizi hakkında spoiler içerse de okumak isteyenler için Technopat'ın yazısını buraya bırakıyorum. Bilinmeyen 34 adet bilgiyi paylaşmış bizimle. Eğer ki spoiler yememek için okumayacak olursa diye buraya "VAY BE" dediğim birkaç bilgiyi paylaşmak istiyorum. Bölümlerde genellikle can alıcı kısmından bir kesit alarak bölüme isim veriliyor. Ancak son bölümün Felina olmasına bir anlam verememiştim. Technopat'a göre İngilizce finale harflerinin karışımı ve periyodik simge olarak Fe-Li-Na. Yani kan, meth ve gözyaşıymış. O zaman bir daha VAY BE! diyoruz!
Dizideki oyunculuklara diyecek yok. Tek kelimeyle muhteşem. Zaten oyuncularda bile derin izler bırakmış. O yüzden kendilerini vererek canlandırmışlar.
Dizideki ince nüanslara dikkat eden Barış Özcan harika bir video hazırlamış. İzlemek isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Diziden benim çıkardığım bazı dersler var. Mesela en başta geleni: Yalnızsan akıllı olmak zorundasın. Her adımı planlamak, hep ileriyi görmek, bir sonraki adımı hesaplamak zorundasın. Bir diğeri ise hedeflerde aşırıya kaçmamak.
Bu dizide en sevdiğim karakterler; Başta Walter White olmak üzere, 1. sezondaki Jane Margolis, Jesse Pinkman ve tabi ki Saul Goodman'dı. Geri kalan tüm karakterlerden nefret ettim. Hatta Hank'ten o kadar nefret ediyorum ki onun bulunduğu sahneleri atlayasım geliyordu. Yine de izledim elbette.
Spoiler vermemek için direnerek hazırladığım bu yazıdan sonra umarım Breaking Bad'i izlemeye başlarsınız. Yorumlarınızı çok merak ediyorum.
Puanım: 5/5
Keyifli seyirler!